1 Nisan 2014 Salı
24 Mart 2014 Pazartesi
Biçimli kaslar güzel vücutlar
23 Ağustos 2011 Salı
Sadece 2 kez diş fırçalamak yetmez
SADECE DİŞ FIRÇALAMAK YETMEZ!Dişler ağzın sadece %25′ini kaplar. Bu yüzden dişleri mükemmel fırçalamak bile ağzın tamamını temizlemeye yetmez.
AĞZINIZA GEREKEN ÖZENİ GÖSTERİYOR MUSUNUZ?Ağzınız, onunla yer, onunla iletişim kurarsınız! Hatta ölümsüz sevginizi onunla gösterirsiniz. Yaşamsal bir organ olan ağzınız, hayattaki en iyi şeylerden keyif almanıza yardımcı olur. Fakat ona gereken değeri verip en iyi şekilde bakıyor muyuz?
Yapılan araştırmalara göre, ağızdaki bakterilerin gruplaşarak oluşturduğu plak tabakası, diş eti hastalıklarının bir numaralı sebebidir.
Peki acaba sizde diş eti hastalığı olup olmadığını nasıl anlarsınız:* Diş etleriniz hassas, şiş veya kırmızı mı?
* Dişlerinizi yumuşakça fırçaladığınız halde diş etleriniz kanıyor mu?
* Veya ne yediğinizden bağımsız olarak ağız kokusu probleminiz var mı?
O zaman sizde de, pek çok insanda görülen diş eti problemi var demektir.
Diş eti problemlerine karşı savaşmak için, ağzınızın tamamındaki plak tabakasını derinlemesine temizlemeniz gerekir. Sadece dişleri fırçalamak, bunun için yeterli değildir.
Dünyada ilk olarak 116 yıl önce piyasaya sürülen, dünyanın 1 numaralı ağız gargarası Listerine, artık Türkiye’de tüm marketlerde.
İlk 2008 yılında eczane kanalında satışa sunulan ve üç senedir Türkiye’de 2000′in üzerinde diş hekimine tanıtılan Listerine ağız gargarası, diş hekimlerinden tam not aldı.
Yapılan bir araştırmaya göre, Türkiye’de kendi ağız bakımı için ağız gargarası kullanan diş hekimlerinin %85′i, Listerine’i tercih etmektedir.*
Fırçanın başladığını Listerine bitirir.Listerine diş fırçalama sonrasında kalan ve plak oluşumuna neden olan bakterileri %97′ye kadar temizler.
Günde 2 kez kullanıldığında plak oluşumuna karşı 24 saat korur. Nefesinizi tazeler.
Değişik tatlarda ürün çeşitleri ile 250 ml ve 500 ml ambalaj boyları ile eczanelerden sonra artık marketlerde.
Listerine 250 ml Tavsiye edilen tüketici fiyatı: 8,90 TL
Listerine 500 ml Tavsiye edilen tüketici fiyatı: 14,90 TL
*Listerine’in tanıtıldığı 298 diş hekimi üzerinde, Aralık 2010′da yapılmış bağımsız Nielsen Pazar araştırmasına göre.
4 Ağustos 2009 Salı
Kadınların sex korkuları
İşte kadınları flörtten ve seksten uzak tutan nedenler.
Kadınların gizli kalmış flörtle ilgili çekinceleri neler?
1- Sevgilisiyle buluştuğunda onun başka bir kadına baktığını farketmesi yıkıcıdır.
2- Cep telefonunu ortada bırakan bir erkek kadının aklının telefonda kalmasına neden olur. İlginizi sadece ona verdiğinizi belirterek cep telefonunuzu kapatın ya da sesini kısıp çantanıza koyun.
3- İlk buluşmada giydikleri elbisenin rengini erkekler çok farketmese de önemserler. Yanlış mesaj vermekten korkarlar.
4- Ne yiyeceklerine karar veremezler. Salata yediklerinde zayıflığına düşkün, pizza yediklerinde obur olduğunu düşünmenizden çekinirler.
5- Buluşmada ne içtiği önemlidir. Seçtiği içkisi, miktarıyla yanlış anlaşılmaktan çekinir.
6- Fazla konuştuğunu ve sıkıcı olduğunu düşünmek.
7- Cahil ve zevksiz izlenimi bırakmak.
8- Herşey çok büyüleyici giderken aptalca birşey söyleyip büyüyü bozmaktan korkarlar.
9- Randevunun tam ortasında sıkışıp tuvalete gitmek zorunda kalmak.
10- Hesabı kimin ödeyeceği kadınları korkutur. Kendileri ödediğinde garipserler, partnerleri ödediğinde para avcısı olarak algılanmaktan korkarlar.
Kadınlar seks yaşamlarında en büyük korkuları neler?
İşte 9 seks korkuları..
1- Şişman ve çirkin görünmekten korkarlar.. Güneşli bir günde bol giyiyorsa, sürekli siyah giyiyorsa ve yataksa partnerinden uzak duruyorsa şiman ve çirkin görünme korkusu yaşarlar.
2- Yataktayken ışıkların açık olmasından korkarlar..
3- Yanında prezervatif bulundurduğu için yanlış
anlaşılmaktan..
4- Hemen yatağa girdiklerinde ona saygı duymayacağınızdan..
5- İlk defa sevişmelerinin kötü olacağından..
6- Partnerine kilotlu çoraplı olarak görünmekten..
7- Kötü koktuğunuzu düşünmenizden..
8- Erkeği cinsel olarak tatmin edemediğini düşünerek, uç noktada isteklerde bulunmanızdan..
9- Kadınlar sadece seks objesi olarak görünmek değil, zeka ve feminist yanıyla saygı duyulmak ister. Fakat her zaman böyle zeki görülmekten korkar, seksi yönünün ön plana çıkmasını ister.
1 Ağustos 2009 Cumartesi
Erotik sahneler hamileliği artırıyor !
ABD’de yapılan bir araştırma, “Sex and the City”, “Friends” gibi cinsel içerikli diyalog ve sahneler içeren televizyon dizilerini izleyen ergenlerde, hamile kalma ya da kız arkadaşlarını hamile bırakma riskinin yaklaşık 2 kat daha fazla olduğunu ortaya koydu.
ABD’li araştırma kurumu RAND uzmanlarının 3 yıl boyunca 12 ila 17 yaşındaki 718 ergen üzerinde yürüttüğü araştırmaya göre söz konusu diziler, cinsel anlamda gençlerin vaktinden erken faal hale gelmesine yol açıyor.
12 Temmuz 2009 Pazar
Kadınları cinsellikten soğutan 10 neden
Uzmanlara göre kadınları cinsellikten soğutan birçok neden olabilir, ancak en çok bilinen 10 neden şöyle sıralanıyor:
1. Gebeliği önleyici doğum kontrol ilaçları kullanmak bazı kadınların seks isteklerini azaltıcı rol oynayabilir. Bunun yanı sıra spiral, prezervatif gibi araçlar da kadınların seks isteklerinin azalmasına neden olabilir.
2. Antidepresan kullanmak. Herkesin seks isteğini bu şekilde etkilemese de çoğu kadının seks isteğini azaltır.
3. Emzirme. Prolaktin hormonu seks isteklerini azaltır. - Uykusuzluk. Çoğu kadın için ilişkilerde uyku seksten önce gelir.
4. Stres. İş yoğunluğu, eğitimle ilgili stresler, aile sorunları veya hastalıklar, ölümler seks isteğini azaltıcı rol üstlenebilir.
5. Stresiniz yükseldiği zaman çoğu kadın seksi bir çözüm olarak görmez.
6. Partnerle uyumlu duygulara sahip olmama. Her ilişkide duygusal ve tutku olarak farklılıklar görülebilir. Bu nedenle çiftler seksten uzak durabilir.
7. Testosteron hormonunun düşük olması seks isteğinin az olmasına neden olabilir.
8. SHBG seviyesinin yüksek olması. Bir kadının Sex Hormone Binding Globulin (SHGB) yüksek olması da belki sekse olan ilgisinin az olmasına neden olabilir.
9. Mahremiyet korkusu. Bazı kadınlar mahremiyetlerine aşırı düşkündürler. Bu durum çiftlerin seks yapmasına engel teşkil edebilir.
10. Vücudunu beğenmeme. Bazı kadınlar vücutlarının nasıl göründüğüne önem verirler. Vücutlarını beğenmeyen kadınlar partnerlerinin gözünde kendilerini kendi gözleriyle algılarlar. Bu nedenle seksten uzak dururlar.
Bu tür sorunları olan kadınlar daha önce bunları yaşayanların deneyimlerini ve çözüm önerilerini okumalılar, araştırmalılar ve paylaşmalılar. Çiftler sorunu çözemiyorlarsa bir seks terapistinden destek almaları yararlı olacaktır.
4 Temmuz 2009 Cumartesi
Google'da "penis kırılması" vakası!
Diziyi izleyenler şaşkınlıklarını gidermek için Google'u adeta felç ettiler.
Dizide arkadaşı Lexie ile ilişkiye giren Mark'ın penisi kırılmıştı. Bunun ne anlama geldiğini öğrenmek isteyen milyonlarca Amerikalı meraklarını gidermek için internete hücum etti.
Google'un en çok aranan kelimeler listesi de bir anda alt üst oldu ve listenin ilk üç sırasında "penis kırılması" ve "kırık penis" aramaları belirdi.
Penis kırılması nedir?
Penis kırılması, cinsel ilişki sırasında erkeğin penise ani ve şiddetli güç uygulaması sonucunda ereksiyonu sağlayan dokuları çevreleyen kılıfın yırtılmasına tıpta verilen ad.
Penis sert halde iken yatakta aniden dönme, mastürbasyon esnasında Anormal bükülme, ereksiyonu sonlandırmak için penisin bükülmesi, at tepmesi penis kırılmalarına neden oluyor.
Almanya'da her yıl 600 erkeğin penisi kırılıyor. Penis kırılmalarında penis şişiyor ve morarıyor. Erkek aniden ağrılar içinde kıvranmaya başlıyor. Vakaların verdiği bilgiler çoğunlukla yanlış. Hekimlerine ''sabahleyin yataktan düştüm ya da çocuğumu severken aniden penis bölgeme tekme attı ve birden penisim şişti anlayamadım,'' diyerek doğru bilgi vermiyorlar.
"Penisim kırıldı, ne yapmalıyım?"
Tanı hastanın öyküsü ve fizik muayenesi ile konuyor. Muayenede kırılma olan tarafta kan birikmesi ve peniste karşı tarafa doğru eğilme, şişlik, morarma saptanıyor.
İki veya üç silindirik cisimli şiddetli kırılmalarda ise idrar yolu kanaması ve yumurtalıklarda kan birikmesi görülebiliyor. Ancak çok küçük olan yırtıklar Kavernozografi adı verilen özel görüntüleme yöntemleri ile saptanabiliyor.
Penis kırığı daha önceleri penise bandaj uygulanması, lokal soğuk pansuman tatbiki ve şişlik giderici ilaçlar verilerek tedavi edilmeye çalışılırmış. Şimdi ise tanı konur konmaz cerrahi müdahale ile başarılı bir şekilde tedavi edilebiliyor.
Penis kırığı ile idrar yolu yaralanmaları arasında doğru bir orantı var. İşeme zorluğu, idrar yolundan kan gelmesi veya hastanın idrar yapamaması durumlarında penis ucundan ilaç verilerek film çekiliyor. Böylece bir yaralanma varsa o bölge net olarak gösterilebiliyor.
Ardından hastanın idrar torbasına göbeğin altından özel bir sonda yerleştiriliyor ve yırtık cerrahi müdahale ile düzeltiliyor. Penis kırığı tedavi edilmezse peniste şekil bozukluğu, ağrılı sertleşme, cinsel ilişkide zorluk, iktidarsızlık, idrar yolunda bölgesel genişleme, kanama bölgesinde Peyroni hastalığı adı verilen sert şişlikler oluşabiliyor.
Penisim kırılınca cinsel hayat sona erer mi?
Penis kırılması erkeğin cinsel yaşamını önemli ölçüde olumsuz etkileyebilir. Bunun olmaması için alınması gereken tedbirler çok önemli. Araştırmalar penis kırılmalarının daha çok cinsel ilişki sırasında penisin vajinadan kayıp etraf dokulara isabet etmesi ile meydana geldiğini gösteriyor.
Penis ereksiyon halinde iken yatakta kırılma sıklığı tıp literatüründe yüzde 28-38 olarak bildirilmiş. Bunun için cinsel ilişki sırasında ani ve ters hareketlerden kaçınılması, penis sertleşme halindeyken kıvrılmaması gerekiyor. Cinsel ilişki sırasında kadının üstte olduğu pozisyonlarda ise kırılma riski daha artıyor.
Penisin dıştaki bölümüne gövde, vücutla birleştiği bölüme ise kök adı veriliyor. Kamış gövdesinde birbirine lifsi yapılarda bağlanan ve dikilgen doku olarak bilinen silindir biçimli üç cisim yer alıyor.
Göğüs kanserinde yeni umut!
Kanada'nın Toronto Mount Sinai Hastanesi bünyesindeki Samuel Lunenfeld Araştırma Entitüsü bilim adamlarından Dr. Marc Wrana tarafından geliştirilen yöntemin, göğüs kanseri hastalığını yüzde 80 oranında kesin tedavi ettiği ifade ediliyor.
Dr. Marc Wrana'nın The Journal Nature Biotechnology'nin son sayısında yayımlanan bilimsel makalesine göre, DyNeMo (Dynamıc Network Modularity) adı verilen yöntem, göğüs kanserinde kanserli hücrelerin vücutta dağılacakları bölgelerin önceden belirlenmesine yarıyor.
Yeni teknolojiyle her hastanın kanserli tümörlerinin yapısı ve dağılma yönleri belirlenerek, bu hücrelerin durdurulması sağlanabilecek. Makalesinde, yeni yöntemle bugüne kadar göğüs kanseri 350 kadın hastanın tümör takibinin yapıldığını belirten Dr. Marc Wrana, "Her tümörün ayrı bir protein ağı organizasyonuna sahip olduğunu belirledik. Böylece, tedavinin seyri içinde hangi ağ üzerinde ne tür bir müdahale yapabileceğimize şimdi daha kolay ve çabuk karar verebileceğiz. Bu da, hastalığın yüzde 80 oranında kesin tedavisi anlamına geliyor" diye yazdı.
DyNeMo yönteminin dünyanın değişik yerlerindeki kanser araştırmaları merkezleriyle ortak bir ağ üzerinde kullanılabileceğini belirten Wrana, "böylelikle, daha çok çeşitli vakaya ilişkin deneyimlerini hastalığın ortadan kaldırılması amacıyla kullanabileceklerini" kaydetti.
Migrene mıknatıslı tedavi
İsveç'teki bilim dergisi Illustrerad Vetenskap'ın haberine göre, beyne ve saç köklerine elektrik yayan manyetik cihazlar ve mıknatıslar tutularak migreni tedavi devri başladı. Bu yönde çalışmalar ABD'de hız kazanırken, Avrupa'da özellikle de İsveç'te bu metod üzerinde duruluyor.
Mıknatıslı yöntem sayesinde hastaların genelinde baş ağrıların dindiği belirtiliyor. Bu yöndeki testler 2006 yılından beri yapılıyor. Yöntem sayesinde migren ağrısından dolayı çalışamaz hale gelmiş olan birçok kimsenin artık işlerine dönebildiği kaydedildi.
Migren Türkiye'de de yaklaşık 10 milyon kişinin, yani hemen hemen her yedi kişiden birinin hayatını zehir ediyor. Tek ya da nadiren çift taraflı baş ağrısıyla kendini gösteren migren daha çok erişkin hastalarda ve 25 ile 45 yaşları arasında görülüyor.
19 Haziran 2009 Cuma
Gençlik iksiri gibi ilaç
Myoinositol Trispyrophophate (ITPP) adı verilen kimyasal kanda bulunan oksijeni tutmaya yarayan Hemoglobin proteinlerinin performansını artırarak vücudu daha aktif hale getiriyor.
Dokulardan karbondioksiti alarak, akciğerlerde oksijenle değişimi sağlayan hemoglobin normalde içeriğindeki oksijenin yüzde 25’inin kana karışmasını sağlıyor. Ancak Gençlik iksiri olarak adlandırılan “ITPP” ilacı sayesinde kana karışan oksijen seviyesi yüzde 25’le kadar ulaşabiliyor. İlacın vücuttaki etkisi ise bir hafta sürüyor.
Fareler üzerinde yapılan deneylerde ITTP ilacının kana karışmasından sonra hayvanlardaki vücut aktivitelerinin yüzde 60 oranında arttığı görüldü. ITPP kendi başına oksijen sağlamadığına dikkat çeken araştırmanın başkan Jean-Marie Lehn, “Normalde Hemoglobin bünyesindeki oksijenin yüzde 25’inin kana karışmasına izin veriyor.
Ancak bu ilaç sayesinde bu oran yüzde 20 artarak vücuda daha fazla oksijen girmesini sağlıyor. Aktivite olarak vücuttaki değişiklik ise yüzde 60 oranında oluyor” diye konuştu.
KALPTE ÇIĞIR AÇACAK
Buluşun özellikle kalp hastalıkları tedavisinde bir çığır açacağına dikkat çeken uzmanlar, hamlaşmış vücutlu yaşlıların daha sağlıklı olmalarını sağlayacağını ifade ettiler.